Bakara Suresi Meali
23 Temmuz 2024

Bakara Suresi Meali


Rahmân ve Rahîm (Olan) Allah'ın Adıyla

1. Elif. Lâm. Mîm.

2. Bu, kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan, muttakîler için yol gösterici olan kitaptır.

İman Edenler ve Kâfirler

3. Onlar gayba inanırlar, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.

4. Sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinlikle inanırlar.

5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

6. Gerçek şu ki, kâfir olanları (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler.

7. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için büyük bir azap vardır.

8. İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde "Allah’a ve ahiret gününe inandık" derler.

9. Onlar, Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.

10. Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır.

11. Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler.

12. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, fakat anlamazlar.

13. Onlara: İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit, "Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!" derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler.

14. Münafıklar müminlerle karşılaştıklarında "Biz de iman ettik" derler. Ancak kendilerini saptıran şeytanları ile baş başa kaldıklarında, "Biz sizinle beraberiz, müminlerle sadece alay ediyoruz" derler.

15. Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder ve azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.

16. İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.

17. Onların durumu, karanlık gecede bir ateş yakan kimse misalidir. Ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; artık hiçbir şeyi göremezler.

18. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu sebeple onlar geri dönemezler.

19. Yahut onların durumu, gökten sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve yıldırımlar bulunan yağmur gibidir. O münafıklar, yıldırımlardan gelecek ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.

20. Şimşek sanki gözlerini çıkaracakmış gibi çakar, onlar için etrafı aydınlatınca orada birazcık yürürler, karanlık üzerlerine çökünce de oldukları yerde kalırlar. Allah dileseydi elbette onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.

Allah'a İtaat ve Kulluk

21. Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş olursunuz.

22. O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de kubbemsi bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla, size besin olsun diye yerden çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bile bile Allah’a şirk koşmayın.

23. Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin. Eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan başka şahitlerinizi de çağırın.

24. Bunu yapamazsanız –ki elbette yapamayacaksınız– yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır.

25. İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe, "Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu" derler. Bu rızıklar onlara dünyadakine benzer olarak verilmiştir. Onlar için cennette tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedî kalıcıdırlar.

Allah'ın Misalleri ve İmtihanlar

26. Allah, hakkı açıklamak için sivrisinek ve onun da ötesinde bir varlığı misal getirmekten çekinmez. İman etmişlere gelince, onlar böyle misallerin Rablerinden gelen hak ve gerçek olduğunu bilirler. Kâfir olanlara gelince, "Allah böyle misal vermekle ne murat eder?" derler. Allah onunla birçok kimseyi saptırır, birçoklarını da doğru yola yöneltir. Verdiği misallerle Allah ancak fâsıkları saptırır.

27. Onlar öyle fâsıklardır ki, kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah’ın ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır.

28. Ey kâfirler! Siz ölü iken sizi dirilten Allah’ı nasıl inkâr edersiniz? Sonra sizi öldürecek, tekrar sizi diriltecek ve sonunda O’na döndürüleceksiniz.

29. O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra kendine has bir şekilde semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi. O, her şeyi hakkıyla bilendir.

Adem ve İblis'in Hikayesi

30. Hatırla ki Rabbin meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" dedi. Onlar: "Bizler hamdinle seni tesbih ve takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?" dediler. Allah da onlara: "Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim" dedi.

31. Allah, Adem’e bütün isimleri öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: "Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin" dedi.

32. Melekler: "Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakîm olan ancak sensin" dediler.

33. (Bunun üzerine:) "Ey Adem! Eşyânın isimlerini meleklere anlat" dedi. Adem onların isimlerini onlara anlatınca: "Ben size, muhakkak semâvât ve arzda görülmeyenleri (oralardaki sırları) bilirim. Bundan da öte, gizli ve açık yapmakta olduklarınızı da bilirim" dememiş miydim? dedi.

34. Hani biz meleklere ve cinlere: "Adem’e secde edin" demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu.

35. Biz: "Ey Adem! Sen ve eşin (Havva) beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz" dedik.

36. Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları cennetten onları çıkardı. Bunun üzerine: "Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardır" dedik.

37. Bu durum devam ederken Adem, Rabbinden birtakım ilhamlar aldı ve derhal tövbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.

38. Dedik ki: "Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler."

39. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedî kalırlar.

İsrailoğulları'na İkazlar

40. Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetlerimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size vâdettiklerimi vereyim. Yalnızca benden korkun.

41. Elinizdekini (Tevrat'ın aslını) tasdik edici olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin. Sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayın! Ayetlerimi az bir karşılık ile satmayın, yalnız benden (benim azabımdan) korkun.

42. Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin.

43. Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.

44. (Ey bilginler!) Sizler Kitab'ı (Tevrat'ı) okuduğunuz (gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?

45. Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.

46. Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.

47. Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) cümle âleme üstün kıldığımı hatırlayın.

48. Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden (Allah izin vermedikçe) şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz.

49. Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, fenalık için kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

50. Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi kurtardık, Firavun'un taraftarlarını da siz bakıp dururken denizde boğduk.

51. Musa'ya kırk gece (vahyetmek üzere) söz vermiştik. Sonra haksızlık ederek buzağıyı (tanrı) edindiniz.

52. O davranışlarınızdan sonra (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.

53. Doğru yolu bulasınız diye Musa'ya Kitab'ı ve hak ile bâtılı ayıran hükümleri verdik.

54. Musa kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Şüphesiz siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize kötülük ettiniz. Onun için Yaradanınıza tövbe edin de nefislerinizi (kötü duygularınızı) öldürün. Öyle yapmanız Yaratanızın katında sizin için daha iyidir." Böylece Allah tevbenizi kabul etmiş olur. Çünkü acıyıp tevbeleri kabul eden ancak O'dur.

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

soru

Hakime

23 Temmuz 2024 Salı

Allah'ın kalplerimizi ve kulaklarımızı mühürlediği, gözlerimize perde çektiği bir durumda, hakikatı nasıl bilebiliriz ki?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap

Admin

Hakime, sorunuz derin ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Bu tür durumlarda, kalplerimizin ve akıllarımızın üzerine düşen perdeleri kaldırmak için çaba göstermek önemlidir. Dua etmek, içsel arayışlara yönelmek ve bilgili kişilerle istşare etmek, hakikati anlamamıza yardımcı olabilir. Ayrıca, sabır ve sürekli bir arayış içinde olmak da bize rehberlik edebilir. Unutmayalım ki, hakikat arayışı çoğu zaman zorlu bir yoldur, ancak samimi bir niyetle ilerlersek, bu yolda ilerleme kaydedebiliriz.

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

Haber Bülteni

Popüler İçerik

Bakara Suresi

Bakara Suresi

Bakara Suresi Meali

Bakara Suresi Meali

Bakara Suresi Tefsiri

Bakara Suresi Tefsiri

Bakara Suresi Oku

Bakara Suresi Oku

Bakara Suresinin İnişi

Bakara Suresinin İnişi